Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk Hamilelik Kitabım

Resim
İnsan hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren sürekli hamilelikle ilgili şeyler okumak istiyor. Ben ki işine aşık bir insanım ve iş konu olunca öyle sevgilimi özledim, ay evime örtü mü alsam, yok haftasonu misafire ne pişirsem gibi kadınsı ve tatliş konular hiç aklımdan geçmez. Bu yazıyı, bugün işle ilgili basın olarak davet edildiğim için büyük gurur duyduğum çok önemli bir etkinliğe gitmeyerek evde kaldığım bir anda yazıyorum.  Bu nedenle geçen gün, beni yorgunluktan bitiren ve deli gibi panik olamama sebep olan o yürüyüşümde , tek amacım hem biraz hava almak hem de D&R'a gidip kendime bir hamilelik kitabı almaktı. D&R'a girdim ve bakınmaya başladım. Büyük ihtimalle bilirsiniz, en kült, yılların hamile kitabı ' Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler?' dir. Benim de asıl niyetim bunu almaktı.  Fakat hamile kitaplarıyla ilgili, sanırım hiç kullanıcı gözüyle düşünülmemiş iki sorun var. Birincisi, hangi D&R'a gittiysem kitaplar en üst rafla...

İlk aşerme, ilk heyecan!

Resim
Düne kadar kendimi hiç aşerecek biri gibi görmüyordum. Aşerme ile ilgili bayağı bir şey okudum, galiba zaten biraz geçmişte kalmış bir konsept. Daha doğrusu, eskiden Getir gibi hizmetler, Macro gibi her mevsim her garip meyve sebzenin bulunduğu marketler yokken daha dramatize edilebilir bir deneyimmiş. ''Baba adayı bir yaz geceyarısı yollara düşüp portakal arar...'' Neyse efendim, işin bilimsel kısmına da baktım. Diyor ki, eğer dengeli bir şekilde besleniyor ve aşırı aç kalmanıza izin vermiyorsanız, aşerme ihtimaliniz azalır. Ben de buna bağlıyordum, zira meyve sebze protein karbonhidrat hepsini yerken daha neye aşereceğim, gözüm doysun. Fakat dün, tam eşim akşam yemeği hazırlarken bir anda gözümün önüne, internet sitesindeki bir pop-up gibi, bir Eti Hoşbeş çıktı. Resmen yanıp sönüyor, ye beni, şimdi ye, hemen ye! diyor. Evde annemin getirdiği Divan'dan çikolatalar var. Tamam çikolata kafeinli diye yemeye çekiniyorum, ama yani Hoşbeş de paketli ürün, hiç...

Kadınlar Kulübü Diyetine Giriyorum!

Resim
Yeter yahu! Aşırı bilginin - Big data'nın hayatımızı kolaylaştırmayıp zorlaştıracağını, Kadınlar Kulübü sayesinde anladım. Hamile olduğumu öğrendiğimden beri, aklıma takılan istisnasız her soruya verilmiş 50 cevapla dolu bir site. Zaten ilk trimester endişeleri diz boyu, bir de Kadınlar Kulübü'ndeki türlü türlü hikayeyi okumak neyime yarıyor Allah aşkına? Önceki yazılarımı okuduysanız biliyorsunuz, geçen geceyi hiç uyumadan Kadınlar Kulübü okuyarak geçirmiştim. Yahu insanın aklına gelen türlü türlü felaket senaryosu, hiç bitmeyen bir ihtimaller denizi. İnsan beyni malum, negatifi yakalamaya daha meyilli olduğundan, her seferinde o korkunç negatif olasılıklar beni içine çekti, girdiğimin 10 katı endişeyle çıktım siteden. Aslında olay sadece Kadınlar Kulübü de değil, elimizdeki telefondan zırt pırt aklımıza gelen her şeyi sorgulayabilme belası. 'Hamilelikte bel ağrısı' , 'Hamilelikte ani acıkma', 'Hamilelikte bayılma' , 'Hamilelikte kan uyuşm...

İlk Trimesterda Yorgunluk: O Eski Halimden Eser Yok Şimdi!

Resim
İnsan kendine konduramıyor. Hele normalde çok hareketli biriyseniz, 'canım ne kadar etkileyecek ki hamilelik beni, daha karnım bile çıkmamışken?' moduna giriyorsunuz, ben girdim. İlk trimesterda yorgunluk ile ilgili bilgileri okurken gülümsedim hep, 'tatlım, siz normalde hareketsizsinizdir tabii, yazık size' dedim, diğer hamileleri kutsadım içimden. Hamileliğimi öğrendiğim günden beri her gün dışardayım, delicesine yürüyorum. Evet, yorgunluk bir anda çöküyor. Bir anda aşırı yoruluyorum. Oturuyorum, mola veriyorum, sonra devam ediyorum. Pazar günü İkea üstüne AVM gezmiş insanım yani, arada sürekli otur kalk olabilir ama, gezdim mi gezdim. Dün de bir kitap alacaktım ve baktım Kapgel çalışmıyor (kapanmış mı o?) dedim çıkıp yürüyeyim, hem bana da hareket olsun, evde otur otur patladım. Allah'ım. Evden 20 dakika mesafedeki D&R'a 35 dakikada yürüdüm. Hızlanamıyorum da! Neyse, D&R'da ayakta o kitap bu kitap bakarken enfes yoruldum! Gözlerim hemen ...

Hayırlı olsun, ilk mahalle baskısı beni yendi!

Resim
Dünkü yazımda yazmıştım, doktorumun verdiği ilk muayene tarihinin ne kadar da erken olduğu ile ilgili, tek rakibi Türk Tabipler Birliği olan ailem oldukça üstüme gelmişti. Bütün gece gözüme uyku girmeden araştırdım. Bulabildiğim nencacık iki elle tutulur bilgiyi size özetliyorum, siz boşuna bütün gece uykusuz kalmayın: -Kimi doktor ilk 3 ay boyunca vajinal ultrasonla muayene ediyor. Yani vajinal ultrasondan kaçmak için ilk muayeneyi geciktirmek işe yarayacak bir yöntem değil. -Amerikan Hamilelik Derneği, ilk doktor ziyaretini 8. haftada yapmanız yeterli diyor. Amerikalıların nice kaynaklarını okuduğumda, gerçekten de hepsi 7-8. haftalarda ilk kontrollerine gittiklerini anlatıyor. İkinci maddeden ikna oldum ki, 4 hafta 6 günlük kıdemli hamileliğim henüz ilk randevu için erken. Zaten doktor da, henüz görünmez ama gel genel bir muayene yapalım demişti. Az önce randevumu bir sonraki hafta aynı güne aldım. Yani 5 hafta 6 günlük olacağım. Amerikan dernekçilerine ve ...

Ne içersiniz? - Su alayım!

Resim
Çok şükür ki zaten oldukça sade yaşayan ve beslenen biriydim. Bu nedenle hamile olduğumu öğrenip aman Tanrım içki sigara kahve çay yok mu diye delirmedim. Tamam, kahve beni biraz üzüyor ama olsun, çok elzem değil. Asıl konu bu içecek meselesinin sosyal boyutu. Bir cafeye ya da restorana gidince, otomatik olarak ortamın en çapulcu insanına dönüşüyorum. Ne alırsınız? Ben su alayım. Ciddi ciddi, eğer bir şey yemeyeceksem bir cafeye gitmeye utanmaya başladım. Arada bir portakal suyu söylüyorum ama o da şekeri tavan yaptığı için, iki yudum içip bırakıyorum. Olsun, en azından, 'İstesem içerm, param var, fakat içmiyorum' mesajını veriyor ;) Aklıma gelmeyen en bariz seçenek süt olmuş, dün keşfettim. Fakat sütün çabuk bozulabilirliği sebebiyle öyle her yerde 'bir bardak süt içeyim' durumu bence iyi bir seçenek değil. Sütü saklama koşullarına o kadar güvenmiyorum ki, bilmediğim yerde normalde bile latte değil sade kahve içerim. Süt de eve kaldı. (Şu an içiyorum...

İlk Trimester, İlk Endişeler: Hazırsanız Başlıyoruz

Resim
Ortalık yangın yeri. Henüz hamile olduğumu öğreneli sadece bir hafta oldu ve şimdiden stresli hale gelmem için birçok sebep var. Ailelerimiz sağ olsun çok yardımcı oluyorlar. Önce bir annemiz 'Sizin kan gruplarınız uyuşmuyordu galiba? Doktora sorun, doktorların kafası karışık olabilir, sormayı unutabilirler!' dedi. Zaten doktora (kim olursa olsun) duyulan aşırı güven gerçekten benzersiz. İlk etapta doktorla ilgili aldığım sorular: -Kaç yaşında? (Onsekiz, ilk kez bana bakacak...) -Yeterince doğum yapmış mıdır? (İlk bende deneyecekmiş, kısmet...) -Güvenilir biri mi? (Profesör olmuş ama, tabii bizim güvenimiz öyle kolay olmaz...) Doktor seçimimle ilgili bu endişeli soruları mantıklı cevaplarla bertaraf ederken, henüz beni delirme noktasına getirecek, geceleri endişeden uyutmayacak bir sorular yumağının sadece başlangıcı olduğunu bilmiyordum. Sizin kan uyuşmazlığınız mı var? Şunu bilin ki, ne kadar çok iyi eğitimli ailelere sahip olsanız da, 'kulaktan dolma...

Hamilelikte Kozmetik Ürünleri

Resim
Hamilelikte kozmetik ürünleri ile ilgili son 5 günde gerçekten saatlerimi harcadığım büyük bir araştırma yaptım. Yine hem Türkçe, hem ingilizce kaynaklardan. Ancak yine topluca tüm bilgileri bulabildiğim bir kaynak olamamıştı, ben de yaratayım dedim. Öncelikle genel bilgi şöyle: Hamileliğin ilk 3 ayı, bebeğin organlarının oluştuğu dönem. Dolayısıyla ekstra dikkatli olmak gerekiyor. KİMYASAL olan her şeyden onu uzak tutmak gerekiyor. Böyle bir duruma gelince, aslında günlük hayatımızın içinde ne çok zararlı kimyasal olduğunu dehşete düşerek fark ettim. Ki ben sade yaşayan biriyim, hamilelikte kozmetik ürünleri derken de kastım eyvah şimdi ağır makyajımı nasıl yapacağım değil. Yine de, buna rağmen hayatımda birçok zararlı kimyasal olduğunu fark ettim. Hamilelikte kozmetik ürünleri -Kullanacağımız ürünlerin içinde şu maddelerin olmaması gerekiyor: PARABEN, FİTALAR, RETİNOL, BERGAMOT, PARFÜM -Eğer mevcutta kullandığınız ürünlere bakarsanız, bir çoğunun yukarıdakilerden e...

Ee, çocuk yok mu? sorusu için ezberlediğim cevaplar

Resim
Evli ve henüz hamile değilseniz, arkadaşlarınızdan yaşlılara kadar uzanan bir segmentte çılgınca 'Ee, çocuk yok mu?' sorusuna maruz kalmanız ZORUNLU. Bizim de eşimle birlikte ya da ayrı ayrı, bu soruya maruz kalmadığımız bir gün bile geçmedi. Hele evliliğimizin birinci yılını kutladıktan sonra baskı daha da arttı, çünkü BUNU SORMAK ONLARIN EN DOĞAL HAKKIYDI. Özel hayatımı konuşmaktan haz etmeyen, mesafeli biriyim. Bu sorunun da son derece kişisel hayata tecavüz edici olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle her seferinde soruyu beynimde evirip çevirip, bir cevap oluşturmak yerine, bu dönemde bazı cevaplar ezberlemiştim. Yardımcı olabileceğini düşünerek, sizinle de paylaşmak istedim :) -Düşünüyoruz, ama hemen değil. -İstiyoruz ama zaman kararlaştırmadık. -Bakalım, kısmet! -Ay daha erken bizim için! -Yavaş yavaş hazırlanıyoruz! (Ne demekse?) O kadar güzel ezberlemişim ki, geçen gün hamile olduğumu bilerek -ama henüz birilerine açıklamak için çok erkenken- buluştuğum bir ...

Nasıl hamile kaldım?

Resim
Yine Google arkadaşımın bana istediğim kadar kaynak sunmadığı veya kafamı karıştırdığı enfes bir konu. Hamile kalmaya karar verdiğinizi birileriyle paylaşmaya başladığınız anda, 'Nasıl hamile kaldım?' adlı birçok hikaye ve makaleyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Önce ben size duyduğum tavsiyelerden bahsedeyim: -Regl tarihinin ilk gününden itibaren sayarak, 11 ile 17. gün arası günaşırı ilişkiye girin. -İlişkiden sonra ayaklarınızı tavana dikin, spermin iyice derine gitmesini sağlayın. -İki taraf da sigara içmesin, içki içmesin, bal fındık pekmez gibi besleyici şeyler yesin. Sonra da duyduğum sinir bozucu 'Nasıl hamile kaldım?' hikayeleri nden: -Ay canım biz karar verdik, bir gece yaptık ertesi gün test yaptım hamileyim! -Bizim bir kerede oldu valla, ondan pek tavsiye veremeyeceğim, hihihihi! -Meğer hamile kalmışım, ben 3 ay fark etmedim bile! Gerçekten çevremde şöyle zorla hamile kalmış birini falan tanımadım. Ya da sadece ilk gecede başaranlar hikayele...

Gebelik testi satın almak: En büyük kabus!

Resim
İçedönük ve satınalma anlarında soğuk durmayı, işimi halledip çıkmayı seven biriyim. Satış temsilcileriyle uzun uzun muhabbetler, koyu sohbetler bana göre değil. Konu hamilelik testi olunca da, duruşum aynı. Ama tabii, bulabilirsen! İlk hamilelikten şüphelendiğimde, Kağıthane'deydim. İşyerimde. Eve kadar bekleyemeceğimi anlayıp, hemen oracıktaki en yakın eczaneden test almaya karar verdim. Foursquare'den baktım; Kağıthane Devlet Hastanesi'nin karşısında en az 10 tane eczane var! Şahane. Hemen yürüyerek oraya gittim ve eczanelerden birine daldım. -Gebeliktesti rica edeceğim! dedim. İfadesiz bir şekilde raftan aldı, bana uzattı ve şöyle dedi; -Buyrun, 5 lira! 5 lirayı uzattım, testi çantaya attım ve çıktım. Müthiş! İşte aradığım müşteri deneyimi tam olarak budur. Al gülüm, ver gülüm. Ogün, o test negatif çıktı. Ekim ayıydı. Sonrasında, bir iki ay sonra yine bir şüphelendim, aynı sahne bu kez Kağıthane Hastane'sinin karşısındaki eczaneler listesinden başka...

Hamilelik Belirtileri: Duyduklarım Yalanmış!

Resim
Herkese merhaba, Son 2 haftadır hamilelik belirtileri ile ilgili Google'ın bana önerdiği her bir makaleyi okudum. Arkadaşlarıma çaktırmadan sordum. Sebebi kendimde gözlemlediğim değişimlerdi. Türkçe kaynaklar bitince, bu kez İngilizce hamilelik belirtileri makalelerine yöneldim. Bütün bu sitelerde okuduklarım ve bu doğrultuda yaptıklarım (aşağıda anlatacağım) beni hamile OLMADIĞIMA ikna etti. Fakat hikaye annemin bir yorumuyla tersine döndü! Senelerdir yazı yazan hatta profesyonel olarak yazan biriyim. Ama bu benim en özel ve en gizli blogum. Şu an hamileliğimin 4. haftasındayım ve aileler ile çok yakın bir arkadaşım dışında kimseye söylemedim, 10. hafta sonuna kadar da söylemeyi düşünmüyorum. Bu yüzden bu blog ve sizler benim tek sırdaşım olarak aşırı kıymetli olacaksınız. Pazar sabahı büyük bir heyecanla yazıyorum. Yazma amacım, aşırı araştırmacı bir kişilik olarak internetin altını üstüne getirsem de aradığım doğal, deneyim dolu, açık açık, uzun içerikleri kesinlikle bul...